24 Haziran 2011 Cuma

"AS"Hastaligi (Ankilozan spondilit)

(AS) hastaligi olarak bilinen, tip dilinde ise "Ankilozan spondilit" olarak adlandirilan
hastaliga çare bulunamiyor.

Uzmanlar, Türk halkinin yakindan tanidigi "Deprem Dede" lakapli Prof. Dr. Ahmet Mete Isikara ile tiyatro sanatçisi Suna Pekuysal'in hastaligi olarak da bilinen "AS" hastaligina yakalanan yaklasik 500 bin kisinin, ayni sorunla karsi karsiya oldugunu ifade ediyor. 
Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tip Fakültesi Fizik Tedavi Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Faruk Ã?Â?endur, adi "kaynasma" (ankiloz) ve "omur iltihabi" (spondilit) anlamindakisözcüklerden türetilmis hastaligin omurgayi etkileyen kronik, ilerleyici, agrili, sebebi bilinmeyen romatizmal bir hastalik oldugunu söyledi. 
Türkiye'de bu hastaliga yakalanmis yaklasik 500 bin kisinin, kesin tedavisi olmayan hastaligin çaresinin bulunmasini bekledigini belirten Prof. Dr. Ã?Â?endur, birçok kisinin, ileri düzeyde egrilik olmadan hastaliktan haberdar olmadigini ifade etti. Prof. Dr. Ã?Â?endur, her 200 eriskin bireyden birinde görülen bu hastaligin tipik olarak ergenlik çaginin sonunda ve 20'li yaslarda ortaya çiktigini, hastaligin erkeklerde kadinlara göre yaklasik üç kat daha sik görüldügünü söyledi. 
Kesin teshis zamani 
Prof. Dr. Ã?Â?endur, hastaliga, ilk belirtilerin görülmesinin ardindan en kisa zamanda tani konulmasinin çok önemli oldugunu, aksi durumda ilerleyen vakalarda sakatlik riskinin arttigini söyledi. Hastaligin erkek, kadin ve çocuklari farkli biçimde etkiledigine dikkati çeken Prof. Dr. Ã?Â?endur, erkeklerde en sik legen kemigi, omurga, daha seyrek olarak da gögüs duvari, kalça, omuz ve ayaklar, kadinlarda legen kemigi, kalça, diz, dirsek ve bilekler, çocuklarda ise diz, bilek, ayak ve kalçalarda görüldügünü söyledi. Prof. Dr. Ã?Â?endur, söyle konustu: "AS, siklikla omurga kemiklerini etkiler. Özellikle erken yaslarda basladiginda diger eklemleri, tendon ve baglari da etkileyebilir. Gözler, akcigerler, bagirsaklar ve kalpte de hastaliga ait etkilenme olabilir. Ancak, hayati tehdit eden bir hastalik degildir. Ayni zamanda her bel agrisina bu hastalik teshisi konulamaz." 
Hareket edince agri azaliyor 
Prof. Dr. Ã?Â?endur, bu hastalikta agrilarin hareket ettikçe azaldigini, uzun süre oturmakla ve istirahatle arttigini ifade ederek, "Hastalar, sabahlari daha çok agrilidir ve özellikle omurga hareketleri kisitlidir. Günün ilerleyen saatlerinde agri ve kisitlilik, vücut hareketlendikçe azalir" dedi. Ã?Â?endur, hamilelerde hastaligin ortaya çikmasi durumunda risk faktörünün ilaç tedavisi dolayisiyla artabildigini; ilaçlarin olumsuz etki yaratabilecegini bildirdi. 
Isikara ve Pekuysal 
Türkiye'de bu hastaligin halk arasinda "bambu hastaligi" ya da "kamburluk" olarak bilindigini ifade eden Prof. Dr. Ã?Â?endur, "Deprem dede olarak bilinen Prof. Dr. Ahmet Mete Isikara ve tiyatro sanatçisi Suna Pekuysal'in bu hastaliga yakalanmis olmalari, hastaligin bilinirligini artirdi" diye konustu. 
AS hastaliginin en çok omurga ve sakroiliak ekleminin (omurganin legen kemigiyle yaptigi eklem), daha sonra kalça ve omuz gibi büyük eklemlerin tutulmasina neden oldugunu ifade eden Prof. Dr. Ã?Â?endur, hastaligin belirtilerinin sabahlari bel agrisi ve tutukluguyla uyanma, agrinin gün içerisinde hareketle azalmasi ya da kaybolmasi, boyun agrisi, omuz, diz ve bileklerde eklem agrisi ve eklem disi organ tutulmalari oldugunu söyledi. 
AS'in kisiden kisiye degiskenlik gösteren bir hastalik oldugunu, bazi hastalarda eklem disindaki tutulmalar hiç görülmezken, bazilarinda son derece siddetli olabildigini vurgulayan Prof. Dr. Ã?Â?endur, sunlari kaydetti: "Hastaligin erken tedavisi, eklem ve baglarinin birbiriyle kaynasmasi sonucunda gelisen hareket kisitliliginin önlenmesinde önemlidir. 
Hastalik gerektigi gibi tedavi edilmezse ileri dönemlerde omurga deformiteleri ve egrilikleri ortaya çikar." Hastaligin erken dönem tedavisinde cerrahi müdahalenin çok küçük bir rol oynadigini kaydeden Prof. Dr. Ã?Â?endur, etkin ilaçlarin yani sira günlük egzersiz ve fizik tedavinin, yasam kalitesinin artirilmasi bakimindan çok önemlidir.

Ankilozan Spondilit hastalığı nedir?

Uzmanlar, 3 aydan daha uzun süren bel ağrılarının önemsenmesi gereken bir olma ihtimalini artırdığını söylüyor. Akla gelen ilk ciddi hastalık ise olarak bilinen Ankilozan Spondilit (AS) hastalığı.
Alman romatoloji uzmanı Prof. Dr. Jurgen Braun, halk arasında “kamburluk” olarak bilinen Ankilozan Spondilit’in (AS) bel ağrısı ile kendini göstermeye başladığına dikkati çekerek, 3 aydan uzun süren bel ağrısının AS’nin işareti olabileceğini bildirdi.
İstanbul’a gelen Berlin Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Braun, “AS” hastalığı hakkındaki bilgi ve tecrübelerini Türk hekimleriyle paylaştı.
Braun, AS hastalığının bel ve sırt bölgesinde gelişen ve sakatlığa neden olan iltihaplı romatizmal bir hastalık olduğunu ifade ederek, hastalığın son aşamasında halk arasında kamburluk olarak bilenen durumun yaşandığını söyledi.
Braun, şunları kaydetti:
“AS, bel ağrısı ile kendini gösteriyor. Genellikle sabahları kaslarda sertlik, boyun ve bel bölgesinde tutulma şeklinde ortaya çıkan AS, daha çok belin alt kısmında kendini hissettiriyor. Gün içinde kişi hareketlenmeye başladığında hafifleyen ya da etkisini kaybeden sabah tutulması, çoğu kez hasta için yanıltıcı olabiliyor. Bel ağrısının travma gibi farklı nedenlerden kaynaklı ve toplumda sık görülmesi AS’nin tanısında gecikmeye neden olabilen önemli etkenlerden biri.”
Omurgayı etkileyen iltihaplı bir romatizma olan AS’nin tanısının hastalık başladıktan 5-10 yıl sonra konabildiğini belirten Prof. Dr. Braun, bunun nedenini de “Bir çok ülkede romatolog sayısı oldukça az, hekimlerin hastaları görmesi ve bel ağrısı şikayeti çeken hastalar arasından AS olanları tespit etmesi yıllar alabiliyor” diye açıkladı.
AS’nin toplumda her bin kişiden birinde görüldüğünü kaydeden Braun, genetik nedenleri olan hastalığın genellikle 25-26 yaşlarında başladığını da ifade etti.
Braun, AS’nin tanısı geç konulduğunda hastada kronik yapısal değişikliklerin ortaya çıktığını da kaydederek, kronik hastalığın omurgada neden olduğu kemik deformasyonlarının tedavi edilmediği taktirde, hastanın hareket edememe sorunu ile karşı karşıya gelebileceğine dikkati çekti.
AS’nin ileri ki aşamalarında ise hastaların kamburluk gibi geri dönülemez bir sonuçla karşılaşabileceklerini de belirten Braun, “AS’nin ileri ki evrelerinde omurgada ortaya çıkan sertleşme sorunu artar. Bu sorun tepe noktaya ulaştığında omurga parçaları adeta sabitlenir. Bu sertleşme meydana geldiğinde hastanın omurgası hangi pozisyondaysa o şekilde kalır” ifadesine de yer verdi.

Braun, bu durumda hastaların artık dik bir pozisyonda duramadıkları için dünyayı bu açıyla göremediklerini belirterek, bunun karmaşık bir ameliyatla düzeltilebildiğini, ancak bazı durumlarda da mümkün olamadığını ifade etti.
3 aydan uzun süren bel ağrısına dikkat
“3 aydan uzun süren bel ağrısı AS’nin işareti olabilir” görüşünü de savunan Braun, 40 yaşın altındaki kişilerde görülen 3 ay ya da daha fazla süren kronik bel ağrısı şikayetlerinin incelenmesi gerektiğini vurguladı.
AS’ye bağlı bel ağrılarının en ayırt edici özelliğinin sabah saatlerinde belde ve belin aşağısında hissedilen tutukluk olduğunu dile getiren Braun, “AS hastaları genellikle gece ağrı ile uyandıklarını ve biraz hareket ettikten sonra ağrılarının azaldığını, ancak sabah yine ağrı ile uyandıklarını söylerler. Bu hastalığın en önemli belirtilerinden biridir” ifadesini kullandı.
AS’nin tanısı uzun yıllarda konulabilse de teşhisinin aslında kolay yapıldığını belirten Braun, bunda genellikle omurga ve leğen kemiğinin röntgen filmlerinin çekilmesinin yeterli olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Braun, hastalığın ilaçlarla ve fizyoterapi ile tedavi edilebildiğine de işaret ederek, yeni biyoteknolojik ilaçların da hastalığın tedavisinde etkili olduğunu anlattı.
Uygun tedavilerle hastaların hayat kalitesinin ciddi oranda arttığını da belirten Braun, böylece hastaların iş yerindeki performansının da olumlu şekilde yükseldiğini ve iş gücü kayıplarının azaldığını, ayrıca aile ve özel yaşantılarının da normale döndüğünü sözlerine ekledi.